View Single Post
  #3  
Old 07-31-2014, 16:53
Ertuğrul's Avatar
Ertuğrul Ertuğrul is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Dec 2012
Posts: 361
Ertuğrul is on a distinguished road
Default AB'nin yeni sorunları jeopolitik

Yakın zamana kadar Avrupa'daki istikrar karşısındaki en büyük riskler iç meselelerdi. Euro Bölgesi'ndeki borç krizi, üye ülkeler arasında ve üye ülkelerde gerilimi tetikledi ve birçok kez ciddi toplumsal huzursuzluğa ve euro birliğinin dağılmasına neden olacakmış gibi bir tablo çizdi.

Avrupa Birliği muhaliflerinin büyük kazanımlarla çıktığı Mayıs'taki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de görüldüğü gibi bu riskler ortadan kalkmış değil. Böyle olmasına rağmen, Avrupa'daki ekonomik şartların Euro Birliği için çok büyük sonuçlar doğurma ihtimali 2012'ye kıyasla gözle görülür oranda düştü.

Avrupa'nın istikrarı karşısında şu anki en önemli tehdit, dış riskler.

Malezya Havayolları'nın 17 sefer sayılı uçuşunun, 298 yolcusuyla birlikte düşürülmesi, AB'nin doğu sınırında Donetsk'te Ukrayna hükümeti ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasındaki savaşı daha da kritik hâle getirdi. Rusya'nın olayla bağlantısının olduğu kesinleşirse, Avrupa'nın daha sert bir yanıt vermesine yönelik çağrılara direnç göstermek mümkün olmayacak.

Kötü etkilerin yayılabileceği iki kanal var.

Birincisi, doğrudan ticaret yoluyla. Ancak bu bağlantı şimdiden gayet iyi anlaşılmış durumda ve Avrupalı şirket ve yatırımcılar, Rusya ve diğer sorunlu bölgelerdeki risklerini sınırlamaya yönelik adımlar attı. Almanya'nın ekonomik büyümesi, Rusya'ya uygulanan yaptırımların sonucunda hız kesti ve Berenberg Bank da bunun üzerine geçtiğimiz hafta Euro Bölgesi'nin 2014'teki büyüme tahminini yüzde 0.1 düşürerek yüzde 1.5'e indirdi. AB'nin Malezya Havayolları'nın uçağının düşürülmesinden önce kabul ettiği yeni yaptırımlar da başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Rusya ile doğrudan en çok ticaret yapan ülkeleri hiç şüphesiz kötü etkileyecek; ancak Avrupa'da yeni başlayan toparlanmayı muhtemelen yoldan çıkarmayacak.

Kötü etkileri yayabilecek ikinci kanal ise finansal piyasalar. Bankacılık sektöründe kriz sonrasında uygulanan, finansal piyasalardaki likiditeyi ciddi oranda azaltan reformlar, piyasalardaki çalkantı riskini artırdı. İngiltere Merkez Bankası yetkilileri, piyasa yapıcılık için kullanılan finansal varlık stoklarının krizden bu yana üçte iki oranda azaldığını, bunun da yüksek sermaye masraflarını yansıttığını söyledi.

Regülatörler, finansal sistemin merkezinin şimdi şoklara karşı daha dirençli olduğunu ve acil durumda likidite sağlayabilecek mekanizmaların olduğunu savunuyor. Ancak bu mekanizmalar test edilmiş değil ve ani bir şok durumunda varlık fiyatlarında sert bir düşüş olma ihtimali göz ardı edilemez. Öte yandan böyle bir şok şimdilik olası görünmediği gibi, piyasanın henüz göremediği riski nasıl fiyatlayacağı da net değil.

Avrupa sınırlarındaki jeopolitik sorunlardan kaynaklanabilecek kısa vadeli riskler yönetilebilir olsa da, uzun vadeli sorunlar oldukça büyük. Akdeniz'in doğu ve güneyindeki şiddetli isyanlar şimdiden Avrupa'nın güneyinde mülteci krizine neden oluyor. Yunanistan ve İtalya başta olmak üzere, göçmen akışının yoğunluğu önemli bir siyasi sorun.

AB içinde insanların serbest hareket hakkına sahip olması sayesinde, AB'nin çevre ülkelerinin sınırları, aynı zamanda AB'nin de sınırları olmuş durumda. Bu da, göçmenlerin daha zengin olan kuzeye yönelmesiyle çevre ülkelerdeki gerilimlerin hızlı bir şekilde çekirdekteki ülkelere sıçramasına ve dolayısıyla sağcı ve göçmen karşıyı partilerin desteğinin artmasına neden oluyor. İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin Avrupa Parlamentosu'ndaki konuşmasında da vurguladığı üzere, ABD'nin sınırlarında ortak bir politikasının olmamasından ötürü, yük, genellikle en az dayanıklı olan ülkelerin omzuna biniyor.

AB sınırlarındaki karışıklık, AB içindeki istikrarı da olumsuz yönde etkiliyor. Fransa ve İngiltere gibi kuzey Avrupa ülkelerinin, büyük oranda Müslüman gruplara ev sahipliği yapmalarından ötürü Ortadoğu'daki krizlerden etkileneceğine dair endişeler var. Aynı şekilde etnik Rus azınlıkların yoğun olarak yaşadığı Doğu Avrupa hükümetleri de, Ukrayna'daki savaşın sonuçlarının kendi ülkelerine yansımasından endişe ediyor.

Yakın zamana kadar AB, Türkiye, Ukrayna, Ermenistan, Gürcistan, Moldova ve Sırbistan gibi AB kuyruğunda bekleyen ülkere, piyasala giriş imtiyazı ve üyelik vaat ederek, sınırlarında istikrar sağlamayı başarıyordu.

Ancak tek bir pazar içinde serbest dolaşım yapabilme hakkının ve Ukrayna krizinin sonuçlarına ilişkin endişeler, AB'nin bu yaklaşımın sonuna geldiğini gösterdi. Avrupa Komisyonu'nun yeni başkanı Jean-Claude Juncker, geçtiğimiz hafta beş yıl içinde yeni hiçbir ülkenin üye yapılmayacağını söyledi. Bununla birlikte AB, bir yandan da doğru ve güneydeki komşularının, birlikte sorunsuz bir şekilde yaşayabilmesi için nasıl bir alternatif ilişki kuracağına karar vermekte zorlanıyor.

Ayrıca yumuşak güç kullanmak, tek başına AB sınırlarında istikrar sağlayamaz. İngiltere hükümeti, Avrupa'nın güvenliği karşısındaki en büyük tehdidi, "ulusal egemenlik prensibini savunmada başarısızlık" olarak ifade ediyor. Ukrayna'daki krizin kontrol dışına çıkmasının bir nedeni de, AB'nin baskı uygulamakta zorlanmasıydı. AB'nin dış politika kararları 28 üyesinin de anlaşmasını gerektiriyor ve ülkelerin birbiriyle çelişen öncelikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu uzlaşıyı sağlamak zor bir şey.

Aynı zamanda AB'nin savunma yeteneği de zayıf. Avrupa, gayrisafi yurtiçi hasılasının yalnızca yüzde 1.4'ünü savunmaya harcıyor ve üyeler arasındaki koordinasyon eksikliği, savunmanın etkisini daha da azaltıyor. Bu da AB'nin caydırıcılık yeteneğini olumsuz etkiliyor.

Sonuç olarak jeopolitik riskler, euro krizinin Avrupa'nın birliği ve finansal istikrarına arz ettiği tehditler kadar önemli olabilir. Euro krizinde olduğu gibi bu kez de çözüm daha yakın entegrasyondan geçiyor. Ancak entegrasyonun gerekli olması, bu entegrasyona ulaşmayı pek kolaylaştırmıyor.

( Kaynak : http://www.wsj.com.tr/article/SB1000...095678322.html )
__________________
Yatırım Tavsiyesi Değildir.
Reply With Quote