Hicret’in 3. senesi / Milâdî 624
Ka’b b. Eşref, muhteris bir Yahudi, meşhur bir şâirdi. Bilhassa muhteşem Bedir muzafferiyetinden sonra, kıskançlık ve düşmanlığından Peygamberimiz ve Müslümanları hicveder dururdu. Mekke’ye giderek de müşrikleri Müslümanlara karşı tahrikte bulunur, Bedir’de öldürülen müşrikler için mersiyeler düzerek onların intikam ve düşmanlık hislerini kabartmaya çalışırdı. Medine’de ise, Müslümanların kız ve hanımlarına dil uzatacak kadar küstahlık gösterirdi.Bu bakımdan, Resûl-i Ekrem, bu menhus adamın şiirleri üzerinde fazlasıyla duruyor, önüne geçmek için çareler arıyordu.
Böyle bir adamın vücudu, İslamiyet için mahza zarardı. Bu bakımdan da yok edilmesi gerekiyordu.
Bu işi Resûl-i Ekrem’in müsaadesiyle ashaptan Muhammed b. Mesleme, iki üç arkadaşıyla üzerine aldı. Bir gece vakti evine giderek onu öldürdüler.
Ka’b b. Eşref gibi şöhret sahibi birinin öldürülmesi, Yahudiler arasında büyük bir panik meydana getirdi. Kabilesinden bazıları Hz. Resûlullah’ın huzuruna çıkarak, Ka’b’ın masum olduğunu, öldürülmeyi haketmediğini şikayet suretinde arz edince, aldıkları cevap şu oldu:
“O, bizi hicv ve Müslümanlara (diliyle) eziyet etti; müşrikleri de bizimle harbe, bizimle uğraşmaya teşvik etti.”
Bu hadiseden sonradır ki tarihte fitne ve fesat çıkarmakla meşhur olan Yahudiler, bir nebze de olsa Peygamber Efendimize ve Müslümanlara karşı hürmetkâr ve yumuşak davranmaya başladılar. Açıktan açığa hakaret ve tahrikte bulunmadılar, ama adeta kanlarına karışmış bozgunculuk mesleklerinden gizli veya âşikâr hiçbir zaman da vazgeçmediler.
Last edited by CFST; 02-27-2014 at 15:18.